12 Nisan 2015 Pazar

MERHABA TAHRAN



NEDEN TAHRAN?



15 yıl önce bir Danimarka şirketinde çalışmaya başlayan eşim, yıllar sonra bu pozisyonlara geleceğini ve hayatımızın bu denli değişebileceğini tahmin etmemişti. Biz ilk zamanlarda  düzenli, kurumsal ve çalışanına değer veren bir şirkette olmanın kafi geleceğini düşünmüştük.
(Aza tamah eden Türk kafası işte :) )

Aradan geçen yıllar içerisinde  şirket imkanları bize kendimiz ve çocuklarımız için Türkiye'ye bağımlı kalmayan hayaller de kurabileceğimizi gösterdi. Dünyanın herhangi bir köşesinde çalışabilir ve ortalamanın biraz üzerinde bir hayat sürdürebilirdik.

Sporcu çocuk yetiştiren ebeveynler olarak tabii ki aklımız ilk zamanlarda Avrupa ülkeleri ve Amerika'ya kaydı, lakin bu çaptaki bir şirket içinde Asya yerlisi bir vatandaş olarak  o ülkelerde pozisyon kapmak aslanın ağzından ekmeğini almak gibi bir şeydi.

Tam hayallerimize elveda demeye hazırlanırken eşimin eski yöneticilerinden biri İran ofisinde tam da onun uzmanlığına ihtiyaç olduğunu ve geçici görevle gidip gidemeyeceğini sordu. Kafa kafaya verdiğimizde 4-5 aylık bir ayrılığı ailece idare edebileceğimizi ve edineceği tecrübenin değerli olduğuna karar verip eşimi geçen yaz İran'a yolladık.

Geliş-gidişler, çocukların ve benim yoğun hayat tempomuz, yaz aylarının enerjisi içerisinde dört aylık zaman su gibi akıp geçti.

Bu dört ay içinde ofise yakın bir apart otelde Tooba Apart Hotel kaldı ve kendine Farslı arkadaşlardan oluşan bir çevre edindi. Tecrübelerini ve gördüklerini İstanbul'a her gelişinde bizimle paylaştı.

4 aylık sürecin sonunda bizi bir sürpriz bekliyordu. Yönetim pozisyonu kalıcı yapmak ve eşimi expat olarak İran'a yollamak istiyordu.

Bu sefer kafaları biraz daha fazla tokuşturup şu karara vardık ;
* Evet eşim gidebildi, ama biz gidemezdik. Çünkü çocuklar 7.Sınıftaydı ve önümüzde çetin bir sınav maratonu vardı. Ayrıca yarı profesyonel olarak sporcu oldukları için kulübümüz ve spor kariyerimiz bu gidişi hiç mi hiç onaylamıyordu. Ortada yılların emeği vardı.

Durumumuzu şirketle paylaştığımızda şirketin; ailesiz olarak expat olmaya sıcak bakmadığını öğrendik. Kısmetimiz değilmiş (Yine aza tamah eden Türk kafası) diyerek konuyu kapatsak da, gerek İran'ın uluslararası politikadaki konumu, gerek bizim ailevi nedenlerimiz, gerek şirketin bu pozisyona olan ihtiyacı olsun hepsi düşünüldüğünde  şartlarımıza uygun olarak  pozisyon açıldı ve bize İran yolları göründü.

Uzuuuun upuzuuuun fikir teatileri sonucunda; eşimin kiralık bir eve gidişi, çocukların İstanbul'da kalışı, benim ise iki şehir arasında mekik diplomasisine başlayışım -bize destek olacak ailemizin de katılımıyla- üçlü imza ile yürürlüğe konuldu.

Vatana millete hayırlı olsun diyor ve Tahran hakkındaki izlenimlerimi hepinizle paylaşmak istiyorum. Merak eden takibe devam etsin ;)

For English iranexpat.blogspot.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder